VIII.DERS - REALİZM VE VAHDET-İ VÜCÛD

"Gerçek" denilen meçhûl farklı idrâk olunur;
Kıstasıdır idrâkin "Akıl" denilen şuur.

Bir göz atın etrâfa: kesrette her şey farklı.
Ama tâciz etmiyor bu fark Gündelik Aklı.

Buna göre: her şeyin bir hüviyyeti vardır.
Hüviyyete göre de a'râz olmakta sâdır.

Asıl olan: hüviyyet; a'râz ise geçici;
A'râza meclûb1 akıl, bundan nâşî, seçici.

Seçmek, zâten, kesreti müş'irdir. Anla bunu!
Hasletidir bu aklın, farklı görmek topunu.

Gündelik Akıl
aslen zaaf ile mâlûldür.
A'râzın temyizinde yanılgısı mebzûldür.

"Şu dal incedir"de, dal: hüviyyet; ince: a'râz.
Görünürde: dal kadîm; ince, yalnızca, garaz2.

A'râzla vasfedilir hüviyyet nokta nokta;
Varlık da bir sıfat ki a'râzdan sayılmakta.

Gerçek, bu çerçevede fehmedilirse şâyet,
Realizm adınadır bu bâbdaki3 rivâyet.

Bir başka idrâkteyse alınır Vücûd öne.
Tek Varlık bu Vücûd'dur. İdrâk döner bu yöne.

Olur Akl-ı Meâd'ın işi bu özel idrâk;
Vücûd'un fehâmeti ancak bununla berrâk.

Bâtın
'ı setrederken bu mevhûm hüviyyetler
Vasfederler Vücûd'u, âşikâr, birer birer.

Yalnızca Vücûd olur aslî Hüviyyet bunda;
A'râzdır diğerleri, bil, eninde sonunda.

Tek kadîm gerçek: Vücûd; gayrısıysa hep hâdis.
Bu idrâke vüsûl zor: beşer, vehminde hapis!

Bu yüksek fehâmete Vahdet-i Vücûd denir;
Bu idrâkin hâmili olur serâpâ münîr.

Realizm idrâkinde eşyâ apaçık zâhir;
Buna, Gündelik Akıl olmaktadır müzâhir4.

Vahdet-i Vücûd
'daysa eşyâ yalnızca hayâl!
Nefis, fakat, Gerçeği çarpıtmağa pek meyyâl.

İdrâk-i Hakîkat'da, avâm: bakar-kör, hâsir5
!
Akl-ı Meâd sâhibi Ulülelbâb'dır6 basîr.

Aslında Vücûd hiç de gizlemiyor Kendini;
Müdrîkdir Akl-ı Meâd tüm eşyânın fendini.

Sen Akl-ı Meâd'la bak: kesrette Vahdet'i gör!
Gündelik Akl'a tapan hem şaşıdır, hem de kör.

Zâhirden ibârettir, avâlim, bilâ ilim;
Oysa Havas bilir ki salt a'râzdır avâlim.

İki kutup: Realizm ile Vahdet-i Vücûd.
Bu idrâk ile beşer, İnsân olur ve mescûd.