Yakaza

Uyku ile uyanıklık arasıdır "yakaza".
Vuku bulur eğer nefsi eder isen takaza.

Nefs-i Levvâme'de başlar bu tuhaf ve garip hâl;
Yakazada gördüğünü gözünle görmek muhâl.

Kalp gözünden perde kalkar İsm-i Celâl zikriyle,
Zikirsiz yaşanmaz bu hâl, benliğinin vikriyle.

Gördüğün rûyâ değildir, yalnız Âlem-i Misâl;
Buna duhûlün şartıdır Mürşid'ine imtisâl1.

Bu âlemde gördüğünü yalnızca sen görürsün.
Başkasından gizle bunu, ki bu ahvâlin sürsün.

Rûyâda Âlem-i Berzah edilmekte ziyâret;
Bu âlemlerin hepsinde, artar insanda hayret.

Nasıl anlayacak sâlik, yakaza gördüğünü?
Çözmek için aranır beş şart, bunun düğümünü.

Bilincine sâhip olur bulunduğu o yerin,
Ve bulunduğu zamanın; hiç düşünmeden derin.

Bilinç ile, uyanıklık ve uyku arasında
Kim olduğunu da bilir, kezâ durumunu da,

Sâlik de yol bulmuş olur böylece Melekût'a
Rûhânîlere karışır, mecbûr olur sükûta.

Nebîler ile Evliyâ eder onu ziyâret;
Cümlesinin himmetiyle artar sâlikde gayret.

Cenâb-ı Peygamber ile karşılaşırsa sâlik,
Tekâmülü sürer gider, aslā edilmez tâlik.

Bâzan da bu mutlu mürîd şeş cihetten yansıyan
Rab'bının sesini duyar, hayrân, ve ayan beyan.

Fakat bâzen de Şeytân'dır yakazada görünen;
Sâliğin nefsini okşar ona hissettirmeden.

Yakazadan sonra eğer sıkıntı etse zuhur,
Kibir ve nefsâniyetle sâlik olsa bîhuzur,

Şeytânî bir tezâhürdür; idrâk etmeli bunu!
Cinler dahi zuhur etse, def etmeli topunu.

Az konuşup hem az yiyen, ve az uyuyan sâlik
Olur Pîr'in himmetiyle tüm bu ahvâle mâlik.

Bunları idrâk eder de hepsini hazmederse,
Rahatça yükselecektir bundan sonraki derse.